Sebe’îyye nedir?
Sebe’îyye, İslam tarihi ve mezhep tarihî bağlamında, özellikle Haricîlik ve Şiîlik gibi ana akımlardan farklı bir görüş ve yaklaşım olarak öne çıkmış bir mezhep ya da grup olarak tanımlanabilir. Sebe’îyye, adını, Sebe’î bin Yesâr adlı bir kişiden alır. Sebe’î bin Yesâr, tarihsel olarak İslam’ın erken dönemlerinde Hz. Ali‘nin halifeliğini savunmuş ve bu konuda radikal görüşler ileri sürmüştür.
Sebe’îyye, Ali’nin halifeliğine olan bağlılıklarını aşırı bir noktaya taşımış ve Ali’nin ilahîliğini iddia eden bir şekilde ortaya çıkmışlardır. Bu nedenle, Sebe’îyye grubu, İslam’ın geleneksel öğretilerine karşı radikal bir tavır sergileyen, daha çok Ali’nin özel bir statüye sahip olduğunu savunan bir hareket olarak kabul edilir.
Sebe’îyye’nin Kökeni ve Tarihi:
Sebe’îyye, İslam’ın ilk yıllarındaki fitne döneminde, özellikle Hz. Ali’nin halifeliği etrafında şekillenen bir mezhep grubudur. Sebe’î bin Yesâr, Hz. Ali’nin halifeliğini desteklemiş, ancak bu desteği, Ali’nin ilahîliğine inanan bir şekilde aşırılaştırmıştır. Sebe’î, Ali’yi ilahî bir varlık olarak görmüş ve bu görüşünü yaymaya çalışmıştır.
Sebe’îyye, zamanla diğer Şii grupları tarafından aşırı bir mezhep olarak reddedilmiştir. Çünkü Şiîlik, Ali’yi imam olarak kabul eder, ancak İslam’da ilahîlik gibi bir inanç, temel inançlardan biri değildir. Sebe’îyye, Ali’nin ilahîliği konusundaki inançları nedeniyle, Şiîlikten de zamanla ayrılmış ve daha marjinal bir grup haline gelmiştir.
Sebe’îyye’nin Temel İnançları:
Sebe’îyye, Hz. Ali’yi ilahî bir varlık olarak kabul etmeleriyle tanınan bir grup olmuştur. Bu inanış, onları İslam’ın geleneksel öğretilerine ve Şiîliğe karşı farklı bir noktaya taşımıştır. Sebe’îyye’nin temel inançları şunlardır:
- Hz. Ali’nin İlahîliği: Sebe’îyye’nin en belirgin inancı, Hz. Ali’nin ilahî olduğuna inanılmasıdır. Bu görüş, onların, Ali’yi sadece bir insan değil, ilahî bir varlık olarak görmelerine neden olmuştur. Bu inanış, İslam’ın temel inançlarıyla çelişir ve İslam’da ilahîlik yalnızca Allah’a ait olduğu için, bu görüşteki aşırılık Sebe’îyye’nin diğer İslam mezheplerinden dışlanmasına neden olmuştur.
- Ali’nin Varlığının Sonsuzluğu: Sebe’îyye, Hz. Ali’nin sadece bu dünyada değil, sonsuzlukta da önemli bir yeri olduğunu savunmuşlardır. Ali’yi bir tür ilahi varlık olarak kabul etmek, Ali’nin yaşamını ve ölümünü eşsiz bir şekilde kutsal kabul etmek anlamına geliyordu.
- Ali’nin Halifeliğinin Sonsuzluğu: Sebe’îyye, Ali’nin halifeliğinin sadece o döneme ait olmadığını, sonsuz bir halifelik anlayışına dayandığını savunmuşlardır. Ali’nin, yeryüzündeki yönetimi ve halkı yönetme yetkisi konusunda kutsal bir misyonu olduğuna inanmışlardır.
- Ali’nin Ailesinin Öne Çıkması: Sebe’îyye, Ali’nin ailesinin diğer sahabe ve halifelere göre daha yüksek bir statüye sahip olduğuna inanmışlardır. Bu anlayış, Ali’nin çocuklarını ve soyunu özel olarak kabul etmelerine yol açmıştır.
- Ali’nin İlahî Zihniyetinin Yayılması: Sebe’îyye, Ali’nin ilahî varlık olarak kabul edilmesini yaymak amacıyla farklı yöntemler kullanmışlardır. Bazı kaynaklarda, Sebe’îyye’nin bu görüşlerini yayarken, İslam’a aykırı inançlar ortaya koydukları belirtilmektedir.
Sebe’îyye’nin Etkisi ve Dağılışı:
Sebe’îyye, oldukça marjinal bir grup olarak kalmış ve başka gruplar tarafından genellikle reddedilmiştir. Hem Haricîler hem de Sünnîler, Ali’nin ilahîliği gibi inançları reddetmişlerdir. Şiîlik de başlangıçta Ali’yi imam kabul ederken, ilahi bir varlık olarak görmeyi kabul etmemiştir. Bu sebeple, Sebe’îyye’nin etkisi çok sınırlı olmuş, zamanla İslam’ın ana akımlarından dışlanmıştır.
Günümüzde, Sebe’îyye, tarihsel bir mezhep olarak kabul edilse de, aktif bir grup olarak varlık göstermez. Bununla birlikte, Hz. Ali’nin ilahîliğini savunan görüşler, şii mezheplerinin daha radikal yorumları ya da bazı İslam dışı inançlar içinde zaman zaman tekrar edebilmiştir.
Sonuç:
Sebe’îyye, Hz. Ali’nin ilahîliğini kabul eden, Haricîlik ve Şiîlikten radikal bir şekilde ayrılan bir grup olarak tanımlanır. Bu grup, İslam’ın temel inançlarına ters düşen bir inanç sistemini savunmuş ve Ali’nin halifeliğini sadece politik bir mesele olarak değil, aynı zamanda ilahi bir görev olarak kabul etmiştir. Bu nedenlerle, Sebe’îyye, hem İslam hem de Şii geleneklerinden dışlanmış ve tarihsel olarak çok fazla yayılmamıştır. Sebe’îyye’nin etkisi günümüzde yok denecek kadar azdır, ancak tarihsel olarak İslam’ın ilk yıllarında önemli bir mevzu olmuştur.