Nebe Suresi

Nebe Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 78. suresi olup, 40 ayetten oluşur ve Mekke’de inmiştir. Adını, ilk ayetinde geçen “Nebe” kelimesinden alır. “Nebe”, “büyük haber” veya “büyük bilgi” anlamına gelir ve bu surenin, kıyamet, ahiret hayatı ve insanların o büyük günde karşılaşacakları duruma dair uyarılar içerdiği için bu adı almıştır.

Nebe Suresi, insanların inanması gereken büyük gerçekleri ve kıyametin meydana gelmesiyle ilgili olayları ele alır. Sure, kıyametin dehşetini, göklerin ve yerin büyük felakete uğrayacağını, insanların hesap verecekleri o korkunç günü anlatır. Allah’ın kudretini ve yaratılışını hatırlatarak, insanların doğru bir şekilde yaşayıp, O’na iman etmeleri gerektiği vurgulanır.

Sûre, Allah’ın yaratmadaki kudretini çeşitli şekillerde örnekler. Yeryüzünün insanların yaşaması için düzenlendiğini, göklerin bir kubbe gibi insanları koruduğunu, yağmuru bir rahmet olarak indirdiğini ve yerin bitkilerle donatıldığını ifade eder. Bu yaratılış delilleri, insanlara kıyametin yaklaştığını ve Allah’a yönelmenin gerekliliğini hatırlatır.

Ayrıca, Kıyamet günü insanlar, yaptıkları amellere göre karşılıklarını alacaklardır. İman edenler ve iyi işler yapanlar cennete, inkâr edenler ve kötü işler yapanlar ise cehenneme gideceklerdir. Bu surenin ana temalarından biri, ahiret hayatına dair uyarılar yaparak, insanları doğru yolda yaşamaya teşvik etmektir.

Sonuç olarak, Nebe Suresi, kıyamet günü ve insanların karşılaşacağı büyük olaylar üzerine yoğunlaşan bir suredir. İnsanlara, Allah’ın kudretini ve yarattığı evrenin işleyişini hatırlatarak, doğru yolda yaşamaları gerektiğini anlatır. Aynı zamanda, ahiret hayatı ve insanın amellerine göre ödüllendirileceği veya cezalandırılacağı gerçeğini vurgular.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

  1. Birbirlerine neyi soruyorlar?
  2. O büyük haberden mi?
  3. (İnanıp inanmamakta) ayrılığa düşmektedirler.
  4. Hayır! Anlayacaklar!
  5. Yine hayır! Onlar anlayacaklar!
  6. Biz yeryüzünü bir döşek, yapmadık mı?
  7. Dağları da birer kazık .
  8. Sizi çifter çifter yarattık.
  9. Uykunuzu bir dinlenme kıldık.
  10. Geceyi bir örtü yaptık.
  11. Gündüzü de çalışıp kazanma zamanı kıldık.
  12. Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.
  13. (Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık.
  14. Sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.
  15. Size tohumlar, bitkiler,yetiştirmek için
  16. Ve ağaçları(birbirine) sarmaş dolaş bahçeler.
  17. Şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir.
  18. Sûr’a üflendiği gün, bölük bölük Allah’a gelirsiniz.
  19. Gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur;
  20. Dağlar yürütülür, serap haline gelir.
  21. Şüphesiz, cehennem pusuda beklemektedir.
  22. Azgınların barınacağı yerdir (cehennem).
  23. (Azgınlar) orada çağlar boyu kalacaklar ,
  24. Orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar,
  25. Kaynar su ve irin (tadarlar).
  26. Ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak.
  27. Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı.
  28. Bizim âyetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı.
  29. Biz ise her şeyi bir kitapta sayıp yazmışızdır.
  30. Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.
  31. Şüphesiz takvâ sahipleri için de başarı ödülü vardır.
  32. Bahçeler,bağlar,
  33. Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,
  34. Ve içki dolu kâse(ler) .
  35. Onlar orada ne boş bir lâkırdı ne de yalan işitirler.
  36. Bunlar Rabbinin yeterli bir bağışı, mükâfatıdır.
  37. O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O, rahmândır. O gün insanlar O’na karşı konuşmaya yetkili değillerdir.
  38. Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmân’ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler.
  39. İşte o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun.
  40. Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: “Keşke toprak olsaydım!” diyecektir.
Bir yanıt yazın 0

Your email address will not be published. Required fields are marked *