Manicilik nedir?

Manicilik, 3. yüzyılın sonlarına doğru Mani tarafından kurulan bir dindir ve tarihsel olarak pek çok inanç sisteminin birleşimi olarak kabul edilir. Mani, bu dini, özellikle Zerdüştlük, Babil folkloru, Budist ahlâk anlayışları ve Hristiyan unsurlarıyla harmanlayarak geliştirmiştir. Maniciliğin temel inancı, iyi ve kötü arasındaki ezelî çatışma üzerine kuruludur ve bu öğreti, din tarihçileri tarafından bir tür dinsel düalizm (ikicilik) olarak sınıflandırılmaktadır.

Mani’nin doğum yeri Mardinu (günümüz Mardin, Türkiye) olup, doğum tarihi ise 216 olarak kabul edilmektedir. Babası Fâtâk Bâbâk, dinî bir eğilim gösteren bir figürdür ve Mani, küçük yaşlardan itibaren dini öğretisini geliştirerek kendi öğretilerini kurmaya başlamıştır. Maniciliğin özünü, göksel bir ziyaret sırasında aldığı ilahi açıklamalar oluşturmuştur. Bu öğretisi, Mani’nin kendisini “Paracletos” yani “şefaatçi” olarak ilan etmesine dayanır. Paracletos’un Mani’yi, insanların kurtuluşu için gönderilmiş gerçek peygamber olarak tanıttığına inanılmaktadır.

Manicilik hızla yayılarak Doğu ve Batı’ya yayıldı. İran’dan Türkistan’a, Kuzey Hindistan’a, Batı Çin’e ve Tibet’e kadar ulaştı. Mani’nin yazdığı metinler halk arasında büyük ilgi gördü. Ancak, Hristiyanlıkla girdiği mücadeleler, Mani’nin dininin yok edilmesine yönelik baskılarla sonuçlandı. Manici yazıtları Roma İmparatoru Diocletianus tarafından yakılmaya zorlanmıştır. Bununla birlikte, Manicilik Hristiyanlıkla ciddi bir mücadele içerisine girmiştir.

Maniciliğin öğreti ve ritüel yapıları, bazen budist rahiplerin disiplinine benzer özellikler gösterir. Din, “seçkinler” olarak adlandırılan özel bir ruhban sınıfı ve “dinleyiciler” adı verilen sıradan inananlar arasında bir ayrım yapmıştır. Seçkinler, zorlu inisiyasyonlardan geçerek daha yüksek manevi bilgilere ulaşırken, dinleyiciler de temel öğretilere sadık kalmaya çalışmışlardır.

Manicilik, hem Doğu hem de Batı’da geniş bir alanda etkili olmuştur. Ancak özellikle İslam’ın yükselmesiyle, Maniciliğin etkisi büyük ölçüde azalmış ve daha çok gizli bir din haline gelmiştir. Uygurlar, Maniciliği devlet dini olarak kabul etmiş ve Çin’e doğru genişlemiştir. Ancak, Abbasîler dönemiyle birlikte, Manicilere karşı büyük bir baskı uygulanmış ve pek çok Mani inançlı kişi başka bölgelere göç etmiştir.

Manicilik, tüm bu tarihsel sürecin içinde bir dinin sınırlarını aşarak, hem bir öğreti hem de bir yaşam biçimi olarak hayatta kalmaya çalışmıştır.