Imam-i Mâlikî kimdir?

İmam-ı Mâlikî (r.a.), tam adıyla Mâlik bin Enes bin Mâlik bin Ebu Âmir el-Esbahî, İslam dünyasının en büyük alimlerinden biri ve Malikî mezhebinin kurucusudur. İlim, fıkıh ve hadis konularındaki derin bilgisiyle tanınır. İmam Malik, özellikle Medine ehlinin uygulamalarını esas alan fıkıh anlayışı ile diğer mezheplerden farklı bir metodoloji geliştirmiştir.


Hayatı

İmam Malik, 711 (Hicri 93) yılında Medine’de dünyaya gelmiştir. Soyu, Yemen’in ünlü Esbah kabilesine dayanır. Medine’de doğup büyüyen İmam Malik, genç yaşlardan itibaren ilimle meşgul olmuş ve İslam dünyasının en büyük ilim merkezlerinden biri olan Medine’de eğitim almıştır.

Annesi ve büyüklerinden aldığı teşvikle küçük yaşta hadis ve fıkıh öğrenimine başlamış, zamanının en büyük alimlerinden dersler almıştır. Özellikle, hocası Nafi’ vasıtasıyla sahabe Abdullah bin Ömer’e ve dolayısıyla Resûlullah’ın (s.a.v.) sünnetine dayanan sağlam bir ilim mirasına sahip olmuştur.


İlmi Kişiliği

İmam Malik, fıkıh ve hadis ilimlerinde derin bilgi sahibiydi. Medine’nin ameline (uygulamalarına) büyük önem vermesiyle tanınırdı. Ona göre Medine halkının uygulamaları, sünnetin en sağlam kaynaklarından biriydi. Bu metoduyla İmam Malik, hem hadislerin hem de fıkhî hükümlerin pratiğe dayalı olmasını sağlamış ve bu yönüyle İslam hukukunda bir denge unsuru oluşturmuştur.


Mezhebi ve Fıkıh Anlayışı

Malikî mezhebi, İmam Malik’in fıkıh metodolojisini esas alır. Bu mezhep, özellikle şu ilkeler üzerine kuruludur:

  1. Kur’an: Fıkhın temel kaynağıdır.
  2. Sünnet: Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadisleri, fıkıh hükümlerinin ikinci ana kaynağıdır.
  3. Medine Halkının Ameli: Medine’deki sahabelerin ve tabiînin uygulamaları, Malikî mezhebinde delil olarak kabul edilir.
  4. Kıyas: Benzer olaylar arasında akli bir kıyas yapılması.
  5. İstihsan: Daha uygun ve pratik bir hükmün tercih edilmesi.
  6. Maslahat (Kamu Yararı): Toplumun genel menfaatine uygun hükümlerin tercih edilmesi.

Malikî mezhebi, daha çok Kuzey Afrika, Endülüs (günümüz İspanya ve Portekiz) ve Sudan bölgelerinde yayılmıştır.


Muvatta Adlı Eseri

İmam Malik’in en önemli eseri, İslam hukukunun ve hadislerin temel kaynaklarından biri olan **”Muvatta”**dır. Bu eser, Kur’an ve sünnetten yola çıkarak fıkhî hükümleri derleyen ve sistematik bir şekilde sunan ilk eserlerden biridir. Muvatta, hadislerin yanı sıra İmam Malik’in kendi fetvalarını ve Medine ehlinin uygulamalarını da içermektedir. Bu eser, İslam dünyasında büyük bir itibar kazanmış ve asırlar boyunca ilim ehli tarafından başvurulan bir kaynak olmuştur.


İlmi Metodolojisi

İmam Malik’in fıkıh metodolojisi, Kur’an ve sünneti esas almakla birlikte “Medine Ameli” kavramını vurgular. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sahabeleriyle birlikte Medine’de yaşadığı ve sünnetin en canlı şekilde uygulandığı bu şehir, İmam Malik’e göre sünnetin pratik bir yansımasıdır.

Bu metot, İmam Malik’i diğer mezhep imamlarından ayıran en önemli özelliklerden biridir. İmam Malik, hadislerin senetlerinin sağlamlığına çok dikkat ederdi ve bu konuda son derece titizdi. Ayrıca, fıkıh hükümlerinde toplumsal ihtiyaçlara uygun çözümler sunma konusunda da öncülük etmiştir.


Hürmeti ve İlmindeki Şöhreti

İmam Malik, hem dönemindeki alimler hem de yöneticiler tarafından büyük saygı görmüştür. Halifeler onun ilmine hayran kalmış, fakat İmam Malik dünya malına ve makamlara iltifat etmemiştir. O, ilmi yalnızca Allah rızası için öğrenmiş ve öğretmiştir.

Bir rivayete göre İmam Malik, Medine’de ders verirken Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) şehri olduğu için her zaman edepli davranır, yüksek sesle konuşmaktan kaçınırdı. Bu derin hürmeti, onun Allah’a ve Peygamber’e olan bağlılığını yansıtır.


Vefatı ve Mirası

İmam Malik, 795 (Hicri 179) yılında Medine’de vefat etmiştir. Cenazesi, büyük bir kalabalığın katılımıyla Cennetü’l-Bakî Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Ardında, İslam dünyasına ışık tutan bir mezhep ve ilim mirası bırakmıştır. Malikî mezhebi, özellikle Kuzey Afrika ve Batı Afrika’da geniş bir coğrafyada yaygın olarak uygulanmaktadır.


Sonuç

İmam Malik bin Enes, İslam ilim tarihinde derin bir iz bırakmış, sünnetin ve fıkıh ilminin muhafazasında önemli bir rol oynamıştır. Onun hayatı, ilme olan bağlılığı, ahlaki duruşu ve Medine halkının amelini esas alan metodu, Müslümanlar için büyük bir örnektir. İmam Malik’in bıraktığı miras, İslam’ın temel prensiplerini anlamada ve uygulamada hala yol göstermeye devam etmektedir.