Fil Vakası ve Ebabil Kuşları

Ebâbil, Arapça’da “bölükler, sürüler” anlamına gelir. Kur’ân-ı Kerim’de Fil sûresinin 3. âyetinde geçen bu terim, büyük bir mucizeyi anlatmaktadır: “Görmedin mi Rabbin fil sahiplerine ne yaptı? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üstlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyordu. Nihayet onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı.” (el-Fil, 1-5).

Bu olay, Hz. Peygamber’in doğduğu yıl yaşanmış ve Araplar arasında “Fil Vak’ası” olarak anılmaya başlanmıştır. O yıl “Fil Yılı” olarak adlandırılmıştır. Olayın arka planı şu şekildedir:

Yemen hükümdarı olan Ebrehe, Mekke’ye giden kervanları ve Kâbe ziyaretçilerini çekmek amacıyla San’a’da büyük bir tapınak (kilise) inşa ettirmişti. Fakat tapınağa kimse gelmediği gibi, bazı Araplar bu tapınağa hakaret etti. Ebrehe, bu duruma çok öfkelendi ve Kâbe’yi yıkmaya karar verdi. Yüklü bir orduyla, büyük ve güçlü bir fil olan “Mamud” önderliğinde Mekke’ye doğru yola çıktı.

Ebrehe’nin ordusu, 60.000 asker ve 10 ya da 9 fil ile birlikte yola çıkmıştı. Mekke’ye yaklaşırken, Arap kabileleri Ebrehe’nin ordusunun büyüklüğüne bakarak Kâbe’nin yıkılacağını düşündüler.

Abdülmuttalib’in Ebrehe ile Görüşmesi

Ebrehe ordusunu Mekke yakınlarına getirdiğinde, ordusu çevredeki develeri yağmaladı. Abdülmuttalib’in de 200 devesi vardı. Ebrehe’nin elçisi, Mekke’ye giderek Kureyşlilerle görüştü ve Ebrehe’nin yalnızca Kâbe’yi yıkmak için geldiğini, savaşa girmeyeceklerini söyledi. Abdülmuttalib, “Biz onunla savaşmak istemiyoruz, buna gücümüz de yetmez. Kâbe’nin sahibi var ve O, onu korur” diyerek Ebrehe’nin yanına gitti. Ebrehe, Abdülmuttalib’e develerini verdi ancak onun bu yaklaşımına karşı alaycı bir şekilde “Sen Kâbe’nin korunmasını istemiyorsun, develerin peşindesin” dedi. Abdülmuttalib, “Ben develerin sahibiyim, Kâbe’nin de bir sahibi var” diye yanıtladı.

Kuşların Saldırısı

Sabaha karşı, Ebrehe Mekke’ye ilerlerken, deniz tarafından daha önce hiç görülmemiş kuş sürüleri ortaya çıktı. Bu kuşlar, gagalarında ve pençelerinde taşıdıkları taşları ve çamurları Ebrehe’nin ordusuna bıraktılar. Ebrehe’nin ordusu, kurumuş yapraklar gibi dağılmaya başladı. Kuşlar, taş ve çamur atarak ordunun yok olmasına neden oldular. Ebrehe’nin ordusundan geriye kalanlar da, bu mucizeyi görmekten korkarak geri döndüler. Ebrehe, yaralı bir şekilde San’a’ya dönerken, orada hayatını kaybetti.

Sonuç ve Anlamı

Bu olay, Kâbe’nin Allah tarafından korunmuş olduğunu gösteren büyük bir mucize olarak kabul edilir. Kuşların taşlarla saldırması, Allah’ın kudretinin ve iradesinin bir tecellisiydi. Bu olay, Mekke’nin güvenliğini ve Kâbe’nin korunmasını sağladı ve Araplar arasında bu olayın hatırası uzun süre devam etti.

Bir yanıt yazın 0

Your email address will not be published. Required fields are marked *