Cemel Vak’ası
Cemel Vak’ası, 656 yılında, Hz. Ali ile Hz. Âişe’nin taraftarları arasında Basra çevresinde yaşanan çatışmadır. Hz. Osman (r.a.)’ın şehit edilmesinin ardından, birkaç gün boyunca kaos hüküm sürdü. Hz. Osman’ı öldüren asi grup, bir an önce halife seçmek istiyordu. Ancak kime başvururlarsa başvursunlar, hep reddedilmiştir. Hz. Ali’ye geldiklerinde, onu huzurundan uzaklaştıran o da bu kişilere karşı sert bir tavır takındı. Bu durum, asi grubun şaşkınlık yaşamasına neden oldu, çünkü halife seçilmeden geri dönerlerse, fitnenin büyüyeceğini biliyorlardı. Bunun üzerine Medine halkını toplayarak, onlara bir halife seçmeleri için bir gün süre verdiler. Eğer bu yapılmazsa, Hz. Ali, Talha, Zübeyr gibi isimlerin öldürüleceğini söylediler.
Medine halkı, Hz. Ali’ye bey’at etmek istediklerini belirttiler, fakat Hz. Ali bu teklifi kabul etmekte zorlandı. Ancak devamlı baskılar karşısında, en sonunda kabul etmek zorunda kaldı. Hz. Ali’ye bey’at edilmesinin ardından, bu süreçte Hz. Osman’ın katillerinin bulunup cezalandırılması gerekiyordu. Araştırmalara başlanmıştı, ancak katillerin kimliği netleşmediği için cezalandırılmalarına yönelik bir adım atılamamıştı. Hz. Talha ve Hz. Zübeyr, Hz. Ali’yi ziyaret ederek katillerin yakalanmasını istediler fakat Hz. Ali onlara durumu izah etti. Ancak her iki sahabe de ikna olamayarak bu konuda tepkilerini sürdürdüler.
O dönemde, Hz. Osman’ın katliyle ilgili olarak sahnede olan bir diğer gelişme, Muaviye’nin Basra’da, Hz. Osman’ın şehit olduğu anlarda giydiği gömleği ve Nâile’nin kesilen parmaklarını sergilemesiydi. Bu, halkın öfkesini daha da körükledi. Medine’de ise, Hz. Osman’ın katillerinin hala şehirde olması, durumun daha da kötüleşmesine neden oluyordu.
Hz. Ali’nin karşılaştığı zorluklar büyüktü. Bir yandan, Medine’deki asi grubun önemli bir kısmı, İslam’a zarar vermek amacıyla faaliyet gösteren Abdullah b. Sebe ve onun taraftarlarından oluşuyordu. Bu grubun hedefi, Müslümanları çeşitli kollarla bölerken, iç savaşa sürüklemekti. Hz. Ali’nin, bu grubu dağıtma çabaları ise Sebeî taraftarları tarafından engellenmeye çalışılıyordu.
Hz. Âişe, hac farizasını yerine getirmek üzere Medine’den Mekke’ye gitmişti. Hacdan dönerken, Hz. Osman’ın şehit olduğu haberini aldı ve Medine yerine Mekke’ye geri döndü. Mekkeliler ona, olayları sorduklarında, Hz. Âişe, Osman’ın masum bir şekilde öldürüldüğünü ve katillerinin cezalandırılmasının gerektiğini söyledi. Hz. Talha ve Hz. Zübeyr de Mekke’ye gelerek Medine’deki durumu anlatmışlardı. Bu olaylar, Hz. Âişe’nin, Osman’ın intikamını almak için harekete geçmesine neden oldu.
Hz. Ali, muhaliflerinin Mekke’de hazırlıklar yaptığından haberdar olunca, onlardan önce Irak’a gitmeyi ve orayı kontrol altına almayı amaçladı. Ensâr, Hz. Ali’nin Medine’den ayrılmasını istemiyordu, fakat Hz. Ali, yeni bir sorun çıkmaması için ve Beytü’l-Mâl’in düşman eline geçmesini engellemek amacıyla bu adımı atmak istiyordu.
Hz. Ali, Zukar mevkiinde olduğunda, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr’in Basra’ya yöneldiklerini ve Basra halkının onlara katıldığını öğrendi. Bunun üzerine, oğlu Hasan’ı Kûfe’ye gönderdi. Hz. Hasan, orada kendisine katılan dokuz bin kişiyle birlikte geri döndü.
Hz. Ali, ordusunu güçlendirerek Zukar’dan Basra’ya doğru hareket etti. Bu sırada, el-Ka’ka b. Amr’ı, taraflar arasında çatışmayı engellemeye çalışması için gönderdi. el-Ka’ka b. Amr, Hz. Âişe, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr’i ümmetin birliğini bozmama konusunda ikna etmeyi başardı. Ancak, Cemel vak’ası esnasında, gece yarısı Sebeîler, Hz. Âişe’nin tarafına saldırdılar. Her iki taraf da kendilerine yönelik bir saldırı olduğunu düşündüler.
Hz. Ali, savaşı durdurmaya çalışırken, Hz. Âişe de kendi tarafını sakinleştirmeye çalıştı. Ancak bir kez başlayan çatışma, daha da büyüdü. Savaşın en hararetli anlarında, Hz. Ali, Hz. Zübeyr’i çağırarak, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) bir zamanlar Ali ile Zübeyr arasında bir ihtilaf olacağını ve Zübeyr’in haksız olacağını söylediğini hatırlattı. Bu hatırlatma üzerine Hz. Zübeyr geri çekildi. Ardından, Hz. Talha da savaş alanından ayrılmak istedi fakat ona zehirli bir ok atıldı ve bu ok, Hz. Talha’nın ölümüne yol açtı.
Sonunda, sadece Hz. Âişe ve etrafındaki birkaç kişi kalmıştı. Çatışmaların şiddeti devam etti. Fakat, Hz. Âişe’nin korunması gerektiği fark edildi. Dâbbelioğulları, onu büyük bir fedakarlıkla savundular ve çok sayıda kişi hayatını kaybetti.
Çatışmalara son verilmesi için, birisi Hz. Âişe’nin devesini devirdi, arkasından Hz. Ali, onu yanına alarak Medine’ye gönderilmesi için gerekli önlemleri aldı. Hz. Âişe ile birlikte Basra’dan ayrılan çok sayıda kadın da onunla birlikte hareket etti.
Hz. Ali, 656 yılında bu krizi çözdü ve hilâfet merkezini Kûfe’ye taşıyarak, sehadetine kadar orada kaldı.