Allah’ı Neden Göremiyoruz?

Bu soru, bir öğrencinin sınav esnasında “Soruların cevaplarını neden görmüyoruz?” diye sormasına benzer. Bu durumda verilecek cevap, dünya hayatının bir imtihan yeri olmasıyla ilgilidir. Sınavda soruların cevaplarının gösterilmesi, günlerce çalışıp emek veren öğrenciye haksızlık, hiç çalışmayan öğrenciye ise hak etmediği bir başarı sunmak olurdu. Aynı şekilde, Allah’ın varlığını görerek kanıtlamak, imtihanın anlamını ortadan kaldırırdı. Eğer Allah’ın varlığı açıkça gösterilmiş olsaydı, iyi ve kötü insanlar arasında bir ayrım yapılamaz, dünya bir imtihan yeri olmaktan çıkar, cennet ve cehennem gibi kavramlar da anlamsız hale gelirdi.

Ne Kadarını Görebiliyoruz?
Bir düşünelim: Dünyanın ne kadarını görebiliyoruz? Hatta yaşadığımız ülkenin veya şehrin bile tamamını görmemiz mümkün değil. Öyleyse, Allah’ın yarattığı sınırsız evrenin yalnızca milyarda birini gören insanın, bu evrenin sahibini görmeyi talep etmesi ve sonra göremediği için inkâr etmesi, kendi sınırlılığını göz ardı etmesi anlamına gelir.

Alyuvar Misali
Bu konuyu bir örnekle daha somutlaştıralım: Bir milimetreküp kanda 4-5 milyon alyuvar bulunur. Bu alyuvarlardan biri, kendi küçüklüğüne rağmen, bir terörist mikrobun etkisinde kalarak şöyle dese:
“Bu vücudun sahibini hiç görmedim; eğer görmüyorsam, demek ki yoktur!”

Bu durumun ne kadar komik olduğu açıktır. Alyuvardan milyonlarca kez büyük olan, aynı zamanda akla sahip bir insanın, milyarlarca kez küçük olduğu evrende “Bu kainatın sahibini göremiyorum, öyleyse yoktur” demesi, onu alyuvardan daha da komik bir duruma düşürür. Alyuvarın aklı olmadığı için mazur görülebilir, ancak insan için bu mazuriyet mümkün değildir.

Sonuç
Allah’ın görülmemesi, O’nun var olmadığı anlamına gelmez. Dünya, insanın inanç ve iradesini sınadığı bir imtihan yeridir. Gördüğümüz sınırlı şeylerin ardındaki hikmetleri düşünerek, bu imtihanın gerekliliklerini anlamamız ve buna göre yaşamamız gerekir.

Bir yanıt yazın 0

Your email address will not be published. Required fields are marked *