Anadolu Beylikleri

Anadolu toprakları, çeşitli kavimlerin geçmişte hüküm sürdüğü bir bölge olmuştur. İnsanlık, Mevlâ’nın çizdiği kader doğrultusunda pek çok badire ve güzellik arasında hayatını sürdürüken, bazen bu dünyayı bir imtihan olarak görenler, bazen de sadece yaşayıp ölmeyi kabul edenler olmuştur. Anadolu üzerinde hüküm süren Selçuklu Devleti, hem kendi ırkından olan hanedanlara hem de farklı obalara topraklarında yerleşim imkânı sunmuş, İstanbul’dan yönetilen Bizans’a karşı ise kendi adına bir güç oluşturmuştu.

Anadolu Selçukluları, aynı soydan ve dinden olan beyliklerle uzun yıllar barış içinde yaşamıştır. Bu dönemde fetihlerin en başarılı şekilde gönüller kazanarak yapıldığı görülür. Özellikle Horasan Erenleri ve tasavvuf yolunun takipçileri, müminlerin kalbini kazanmış, maddi dünyaya fazla değer vermemiş ve adaletli tutumlarıyla birçok gönül kazanmışlardır.

Ancak, 1243’teki Kösedağ Savaşı’ndan sonra Selçuklu Devleti büyük bir darbe almış ve Moğolların etkisiyle bu büyük devlet içsel olarak çöküş sürecine girmiştir. Kösedağ Savaşı’ndan sonra, Selçuklu yönetiminde başa gelecek hükümdarları artık Moğollar tayin etmeye başlamışlardır. Selçuklu Devleti, Doğu’dan gelen Moğol tehdidine karşı batıya, Bizans’a yakın topraklara yerleşim politikaları uygulamıştı. Fakat Kösedağ Savaşı’nın ardından Batı Anadolu’daki Selçuklu’ya bağlı beylikler, Konya’ya bağlılıklarını kaybetmiş ve Bizans ile savaşan tekfurlar ile anlaşmaları ihlal etmeye başlamıştır. Sonuçta, bu beylikler ve Selçuklu hükümdarları arasında ihtilaflar ortaya çıkmıştır.

Osmanlı Beyliği, bu beylikler arasında yer alır ve Osmanlı’nın kurucusu olan Kayı boyu, Anadolu’daki beyliklerin tarihine önemli bir yer tutar. Anadolu’daki beylikler hakkında konuşulurken, Osmanlı Beyliği’nin ortaya çıkışı ve gelişimi önemlidir. Her bir beyliğin, Osmanlı Devleti’nin temellerinin atılmasında önemli bir rolü olmuştur. Bu beyliklerin, İslam anlayışı içinde insanımıza ve gelecek nesillere tanıtılması, milli beraberliğimizin sağlanması açısından önemlidir.

Selçuklu Devleti’nin çöküşüne sevinmeyen tüm beylikler, Moğolların felaket rüzgarı karşısında tek başlarına ya da birleşerek karşı koyacak güçleri olmadığının farkındaydılar. Moğollar, Orta Asya’dan gelip önce Arap dünyasını kana bulayarak büyük bir yıkım yaratmışlardı. Bu felaketten, Selçuklu Devleti de payını almıştı ve Anadolu’daki beylikler, Selçuklu’nun yerine geçme hayalleri kuruyorlardı. Bu hayalleri en çok kuran ve ümitvar olan beylik, Selçuklu’nun en yakınında bulunan Karaman Beyliği olmuştur.

Sonuç olarak, Selçuklu Devleti’nin çöküşü ve Anadolu’daki beyliklerin durumu, Osmanlı Beyliği’nin yükselmesinin önünü açmış ve bu beyliklerin tarihindeki önemli gelişmeleri anlamamıza ışık tutmuştur. Bu beylikler ve onların mensupları, Anadolu’nun tarihindeki önemli figürler olarak milli birliğin sağlanmasında önemli bir rol oynamışlardır.