Târık Suresi

Târık Suresi, Beled Suresi’nden sonra Mekke’de inmiş olup, 17 ayetten oluşur. Adını, ilk ayette geçen “târık” kelimesinden alır. “Târık”, geceleyin gelen, kapıyı çalan ve şiddetlice vuran anlamına gelir. Burada kastedilen târık ise sabah yıldızı olarak bilinen, gece gökyüzünde parlayan ışıltılı bir yıldızdır. Aynı zamanda, mecaz anlamda, ünlü veya önemli bir kişiye de târık denebilir. Edebî bir benzetme olarak, Cahiliye dönemindeki geceyi aydınlatan ve sabahı müjdeleyen sabah yıldızına, Peygamber Efendimiz de geceyi aydınlatan bir ışık olarak benzetilmiş olabilir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

  1. Gökyüzüne ve târıka (sabah yıldızına) yemin ederim.
  2. Târıkın ne olduğunu nereden bileceksin?
  3. (O, karanlığı) delen yıldızdır.
  4. Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasın.
  5. İnsan neden yaratıldığına bir baksın!
  6. Atılan bir sudan yaratıldı.
  7. (O su) sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar.
  8. İşte Allah (başlangıçta bu şekilde yarattığı) insanı tekrar yaratmaya da kadirdir.
  9. Gizlenenlerin ortaya döküldüğü gün
  10. O gün insan için ne bir güç ne de bir yardımcı vardır.
  11. Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, yemin ederim ki,
  12. (Nebat ile) yarılan yere ,
  13. Şüphesiz Kur’an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür.
  14. O, asla bir şaka değildir.
  15. Onlar bir tuzak kurarlar,
  16. Ben de bir tuzak kurarım.
  17. Onun için Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).