Müzemmil Suresi

Müzemmil Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 73. suresi olup, 20 ayetten oluşur ve Mekke’de inmiştir. Adını, ilk ayetinde geçen “müzemmil” kelimesinden alır. Bu kelime, “örtünüp bürünen” anlamına gelir ve bu sıfat, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) hitaben kullanılmaktadır. Sûre, Peygamber Efendimizin sabır, ibadet ve gece namazı konusunda teşvik edilmesi ve Allah’a yakınlık amacıyla yapılan dua ve ibadetlerin önemine dikkat çekmesiyle bilinir.

Müzemmil Suresi, özellikle gece namazı ve Kur’an’ı okuma konusunda bir öğüt verir. İlk ayetlerde, Hz. Muhammed’e geceyi ibadetle geçirip, Allah’a yönelmesi için sabır ve azim gösterilmesi gerektiği bildirilir. Gece ibadeti, Allah’a yakınlaşmanın bir yolu olarak övülür ve müminlerin Rablerine samimiyetle dua etmeleri tavsiye edilir. Bu ibadet, hem Peygamber Efendimiz için hem de müminler için önemli bir manevi güç kaynağıdır.

Bu surede ayrıca, sabah ve akşam namazlarının önemine de vurgu yapılır. Allah’ın büyüklüğü ve kudreti hakkında düşünmeye, O’na yönelmeye ve sabırlı olmaya teşvik edilir. Gece namazı, müslümanlara ruhsal arınma ve kuvvet kazanma imkanı tanırken, bu ibadetlerin insana yüksek bir manevi huzur getireceği belirtilir.

Müzemmil Suresi, aynı zamanda Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) ve müminlere, Kur’an’ı okuma, anlamaya ve insanlara doğru yolu gösterme sorumluluğunu hatırlatır. Bir yandan, İslam’ın getirdiği yükümlülüklerin zorluklarına karşı sabırlı olunması gerektiği öğütlenirken, diğer yandan Allah’a olan güven ve tevekkülün önemi vurgulanır. Ayrıca, zalimlerin ve inkâr edenlerin karşılaşacağı azaplar da anlatılır, ancak Allah’ın rahmeti ve bağışlaması her şeyin üstündedir.

Sonuç olarak, Müzemmil Suresi, gece ibadeti ve Allah’a yakınlaşmak adına yapılan samimi duaların, müminler için manevi bir güç kaynağı olduğunu vurgular. Sure, sabır, tevekkül, ibadet ve Allah’a yönelmenin gerekliliğini anlatan bir sure olup, müminlere manevi olarak güç kazandırmayı amaçlar.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

  1. Ey örtünüp bürünen (Resûlüm)!
  2. Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl.
  3. (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt.
  4. Ya da bunu çoğalt ve Kur’an’ı tane tane oku.
  5. Doğrusu biz sana (taşıması) ağır bir söz vahyedeceğiz.
  6. Şüphesiz gece kalkışı, (kalp ve uzuvlar arasında) tam bir uyuma ve sağlam bir kıraata daha elverişlidir.
  7. Zira gündüz vakti, sana uzun bir meşguliyet var.
  8. Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O’na yönel.
  9. O, doğunun da batının da Rabbidir. O’ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse yalnız O’nun himayesine sığın.
  10. Onların (müşriklerin) söylediklerine katlan ve onlardan güzellikle ayrıl.
  11. Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
  12. Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, var.
  13. Boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap var.
  14. O gün (kıyamet günü) yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar çöküntü ile akıp giden kum yığınına döner.
  15. Nasıl Firavun’a bir elçi göndermiş idiysek doğrusu size de, hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber gönderdik.
  16. Ama Firavun o peygambere karşı gelmiş, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde muaheze etmiştik.
  17. Peki inkâr ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasıl koruyabileceksiniz?
  18. Gökyüzü bile onunla (o günün dehşetiyle) yarılacaktır. Allah’ın vâdi mutlaka yerine gelir.
  19. İşte bu (anlatılanlar), şüphesiz bir öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine (varan) bir yol tutar.
  20. (Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah’tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah’ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah’tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.