Türkiye’de Satanizm
Türkiye’de “satanistim” diyenlerin sayısı, sanıldığından çok daha azdır. Çoğunlukla bu iddialar, gençlerin bir arayış ve kimlik bunalımının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Satanizm, birçokları için sadece bir etiket olmaktan öteye gitmez; aslında büyük bir kısmı, satanist düşünceyi gerçek anlamda anlamadan ve yaşamadan, sadece dış görünüşle bir aidiyet duygusu geliştirmeye çalışır. Bu durum, özellikle ergenlik dönemindeki gençler arasında yaygındır. Kendilerini farklı hissetmeleri, popüler kültürle uyumsuzlukları ve toplumsal normlara karşı duydukları karşıtlık, onları bu tür kimliklere doğru iter.
Gençlerin Satanizme Yolculuğu: Bir Başlangıç Hikayesi
Satanizm ile tanışanların çoğu, genellikle lise çağlarında başlar. Bu dönemde, sıradan bir genç insanın içindeki isyan ve farklılık arayışı çoğu zaman kendini bir kimlik oluşturma çabasıyla gösterir. Farklı müzikler dinleyen, agresif bir tutum sergileyen veya sıradışı giyinen gençler, kendilerini daha önce hiç hissetmedikleri bir kimlik içinde bulurlar. Bu süreç, aslında özgünlük arayışının ve toplumsal yapılarla çatışmanın bir dışa vurumudur.
Özellikle metal müziği dinleyen ve bu kültüre yakınlaşan gençler, zamanla satanizmle ilgili öğelere ilgi duymaya başlarlar. “Metallica”, “Iron Maiden” gibi grupların sembollerinin ve yazılarının bulunduğu tişörtler, bu gençlerin içinde bulunduğu kültürün sembolleridir. İlerleyen yıllarda, aynı müzik tarzlarına sahip farklı grupların isimleri yerini alır ve popülerleşir. Çoğu zaman, bu kültürün bir parçası olma isteği, gençleri daha da derinlemesine araştırmalara iter.
Bir Topluluk Oluşumu ve Gerçeklikten Uzaklaşma
Bunlar bir araya geldikçe, küçük topluluklar oluşturmaya başlarlar. İstanbul’daki Akmar, Ankara’daki Karanfil Sokak, İzmir’deki Alsancak gibi mekanlar, gençlerin buluşma noktaları haline gelir. Burada, gençler bir araya gelir, müzik dinler ve grup dinamikleri içinde aidiyet duygusu geliştirirler. Ancak zamanla, bu ilk heyecan ve keşif dönemi, yerini grup içindeki rekabete ve “kim daha satanist?” sorusuna bırakır.
Topluluğun büyüdükçe, kültürün gerektirdiği “satanik” ögeler daha da belirginleşir. Siyah giyinme, belirli grupların şarkı sözlerini ezberleme, ikonografiyi sahiplenme gibi davranışlar, gençlerin arasında yaygınlaşır. Fakat genellikle bu tür davranışlar, gerçek bir inançtan ziyade, bir kimlik oluşturma çabası olarak kalır.
Yalnızca Bir Geçiş Dönemi: Gerçekten Satanist Olmak mı?
Satanizmi gerçek anlamda benimsemek, sadece giyim tarzı, müzik zevki veya belirli sembollerle sınırlı bir şey değildir. Bu, bir yaşam felsefesi, bir dünya görüşü gerektirir. Ancak bu gençler için genellikle durum böyle değildir. Çoğunlukla, ergenlik döneminin verdiği geçici bir isyan duygusuyla hareket ederler. Yalnızca “satanist olmak”, onlara geçici bir güç ve başkalarından farklı olma hissi verir. Ancak yıllar geçtikçe, çoğu bu kimliği geride bırakır. O eski “satanist” kimlik, zamanla hatırlanan bir anı ve gençlik dönemi hatırasına dönüşür.
Zaman ilerledikçe, bu kimlik özentisi ve geçici ilgi kaybolur. Gerçekten satanizmi hayat felsefesi olarak kabul eden ve uygulayan çok az kişi vardır. Gerçekten kendini satanist olarak tanımlayan bir insanın, gençlik yıllarındaki gibi sadece şov yapmak için çaba sarf etmesi olası değildir. Satanizm, en fazla birkaç yıl süren ve büyük bir kısmı için sadece bir geçiş dönemi olan bir süreçtir.
Satanizme Bakış: Bir Psikolojik İhtiyaç mı?
Satanizm, özellikle gençler arasında bir psikolojik savunma mekanizması gibi işlev görebilir. Toplumun onlara biçtiği rolleri reddedip, kendilerini korumaya çalışırken, bu tür radikal kimliklere yönelebilirler. Siyah giyinmek, çatık kaşlarla gezmek, sert bir tavır takınmak, onların iç dünyasında bir tür güven arayışıdır. Aslında bu, bir tür maske takma çabasıdır; toplumsal normlardan dışlanmamak için, farklı olma ve kendini ifade etme yoludur.
Bu yaşanan süreçler, 21 yaşına kadar devam eder. 21 yaş ve sonrasında, gerçekten satanist olarak kalan bir kişi varsa, çoğunlukla bir hayat kaybı ve yalnızlık söz konusudur. Bu, bir tutku ve bağlılık değil, daha çok psikolojik bir çöküş ve çevresel faktörlerle şekillenen bir yaşam biçimi olabilir.
Sonuç: Gençlikte Bir Deneyim, Olgunlukta Bir Anı
Satanizm gibi geçici bir inanç sistemi, ergenlik dönemi boyunca birçok gencin yaşadığı bir süreçtir. Fakat bu kimlikler zamanla geçer, eski ve gençlik yıllarının hatırasına dönüşür. Gerçekten satanizmle hayatını şekillendiren kişiler ise, bu düşünceyi ciddi şekilde benimsemiş ve yıllar içinde bu felsefeyi yaşama geçirmiş kişilerdir. Ancak, çoğu zaman, bu kimlikler sadece birer gençlik serüveni, bir deneyim ve gelişim sürecinin parçasıdır.
Gençlerin ve toplumun, bu dönemi olgunlukla geride bırakmaları, psikolojik gelişim ve kimlik arayışlarını sağlıklı bir şekilde tamamlamaları önemlidir. Bu süreç, bir geçiş dönemi olarak kalmalı ve geride bırakılmalıdır.