Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u Fethi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükselişi

Fatih Sultan Mehmet, H.857/M. 1453 yılında büyük bir ordu ve devasa toplarla Edirne’den İstanbul’a doğru yürüyerek şehri fethetmiştir. İstanbul’un fethi, Osmanlı İmparatorluğu’nun güçlenmesinin simgesi olmuştur. Böylece Osmanlılar, sadece Anadolu’nun bir köşesinde küçük bir toplulukken, dünyanın en güçlü devletlerinden biri haline gelmiştir. İstanbul’un fethedilmesiyle birlikte, Osmanlı Devleti bir merkez-i arz (toprak ve egemenlik alanı) kazanmış ve Fatih Sultan Mehmet, gerçek anlamda “Melikül Mülük” yani “Kralların Kralı” unvanını elde etmiştir.

Fatih Sultan Mehmet’in zaferi, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda bir milletin saadetinin birlik ve beraberlikten geçtiğini gösteren bir örnek olmuştur. Güzel ahlak, ahlaki değerler ve birliğin önemini vurgulayan Fatih, bu zaferle hem Osmanlı Devleti’nin temelini sağlamlaştırmış hem de halkının refahını sağlamak adına gerekli adımları atmıştır.

Rumlar, mali yönden güçlü ve dünya hakkında bilgi sahibi olmalarına rağmen, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı üstünlük kuramayarak, İstanbul’un fethinden sonra Avusturya ve diğer Avrupa ülkelerine dağılmışlardır. Ancak içlerine giren garaz, nifak ve ahlaki çöküş, onları kurtaramamış ve nihayetinde Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altına girmişlerdir. Bu durum, tarihsel bir ibret olarak, sadece bir milletin maddi gücünün değil, aynı zamanda ahlaki değerlerinin de başarıyı belirleyen faktörlerden biri olduğunu gözler önüne sermektedir.