II. Süleyman Şah’ın Hayatı

II. Kılıç Arslan’ın en güçlü oğullarından biri olan Süleyman Şah, Konya’yı ele geçirmek amacıyla planlar yapmaya başladı. Kardeşlerine gönderdiği mektuplarda, tahta çıktığı takdirde onları bulundukları yerlerde melik olarak bırakacağı sözünü verdi. Böylece onların desteğini alarak, Kayseri-Aksaray yolunu takip edip Konya’ya yürüdü. Şehri dört ay süren bir kuşatmadan sonra Giyaseddin ile anlaşmaya vardı. Bu anlaşmaya göre, Süleyman Şah Sultan’a, çocuklarına, emîrlerine ve hazinesine dokunmayacak ve istediği yere gitmesine izin verecekti. Anlaşma sağlandıktan sonra Giyaseddin Konya’yı terk etti. Süleyman Şah, 7 Ekim 1196’da şehre girerek Selçuklu tahtına oturdu. Giyaseddin Keyhüsrev, Konya’dan ayrılırken iki oğlunu, Izzeddin Keykavus ve Alaeddin Keykubad’ı şehirde bırakmıştı. Süleyman Şah, yeğenlerine ilgi göstererek, diledikleri gibi hareket etmelerine izin verdi.

II. Süleyman Şah, önce kardeşlerinden Argun Şah ve Berkyaruk Şah’a karşı sefer düzenleyerek Amasya ve Niksar’ı topraklarına kattı (1197). Elbistan Meliki Mügüddin Tugrul Şah da ona bağlılığını bildirdi. Böylece Malatya Meliki Kayser Şah ve Ankara Meliki Mesud hariç, tüm kardeşleri Süleyman Şah’a bağlanmış oldu.

Süleyman Şah, iç meselelerle ilgilenirken Bizans İmparatoru III. Alexios doğrudan Selçuklu topraklarına saldırmak yerine, Giresun’da batan bir gemiyi kurtarmak için gönderdiği donanmayı, Samsun limanındaki gemilere saldırttı ve malları yağmaladı. Bunun üzerine tüccarlar, Süleyman Şah’a başvurup yardım istediler. Sultan, bir elçi göndererek malların geri verilmesini ve bir anlaşma yapılmasını talep etti. Nihayetinde Bizanslılar, Türklere yıllık vergi ödemeyi ve tüccarların mallarına zarar verenlere tazminat ödemeyi kabul ettiler.

Süleyman Şah, kardeşlerini kendine bağladıktan sonra taht kavgalarından faydalanan Ermenilere karşı harekete geçti. Ermeni Kralı Leon, Torosları aşarak Kayseri bölgesine kadar gelmiş ve bazı kaleleri ele geçirmişti. Bu durumu fırsat bilerek, 1199 yılında Ermenilere karşı sefer düzenleyen Süleyman Şah, Selçuklu topraklarındaki kaybedilen kaleleri geri aldı ve Kilikiya Ermeni Krallığı, Anadolu Selçukluları’na bağlı oldu.

Gürcülerin sürekli olarak Türk topraklarına saldırmalarının ardından, II. Süleyman Şah 1202’de Gürcistan’a sefer düzenledi. Doğu Anadolu’daki yerel hükümdar ve beyleri de seferine katılmaya davet etti. Erzurum Saltuklu Hükümdarı Alaeddin Meliksah, Sultan’ı büyük bir törenle karşıladı. Ancak bazı tarihçiler, Meliksah’ın Sultan’ı karşılamada gecikmesi nedeniyle tutuklandığını, diğer kaynaklar ise barış görüşmeleri sırasında tutuklanıp hapsedildiğini belirtmektedir. 25 Mayıs 1202 tarihinde Erzurum’a giren Sultan, Rükneddin Süleyman Şah, Saltuklu hükümdarını hapsedip, tüm topraklarını ele geçirerek bu bölgeyi kardeşi Elbistan Meliki Tugrul Şah’a verdi ve Saltuklu hanedanına son verdi.

Süleyman Şah, Erzurum’u aldıktan sonra asıl hedefi olan Gürcistan’a doğru ilerledi. Selçuklu ordusu, Mecingerd Kalesi civarında kamp kurdu. Ancak, istirahat sırasında Gürcülerin baskınına uğradılar ve büyük kayıplar verdiler. Gürcüler, ordugahı işgal ederek ganimet topladılar. Türk birlikleri, daha güvenli bir mevkie çekildiler ancak Süleyman Şah, orduyu toparlamak için seferber oldu, ancak başarılı olamayarak ağır kayıplar verdiler. Süleyman Şah, Tugrul Şah ve bazı beyleriyle Erzurum’a geri döndü.

Gürcistan’daki mağlubiyetin ardından, Süleyman Şah Anadolu’daki birliği korumaya devam etti. Gürcüler Türk topraklarına daha fazla saldırmaya cesaret edemediler. Süleyman Şah, intikam duygusuyla ikinci kez Gürcistan’a yürüdü, fakat 6 Temmuz 1204 tarihinde Konya ile Malatya arasında öldü ve Konya Kalesi’nde bulunan Kümbedhane’ye defnedildi. Gürcüler, Sultan’ın ölümünü fırsat bilerek 1205’te Malazgirt, Erciş ve Samankale’yi işgal ettiler. Ancak Erzurum Meliki Tugrul Şah, Ahlatsahlar’dan Begtimur ile birlikte Gürcüler’i bozguna uğratıp, Gürcistan içlerine kadar ilerleyerek çok sayıda esir ve ganimetle geri döndü.

Süleyman Şah, yaklaşık sekiz yıl süren saltanatı boyunca, ülkede millî birliği sağlamış, topraklarını doğuda Gürcistan’a, kuzeyde Karadeniz sahillerine kadar genişletmiş, Mengücüklü, Artuklu, Eyyubi hükümdarlıkları ve Kilikiya Ermeni Krallıklarını kendisine bağlı kılmıştır. Süleyman Şah, yüksek devlet adamlığı vasıflarına sahip, kültürlü ve şiirsel bir hükümdardı. Diğer birçok Türk hükümdarı gibi, o da âlimlere, şairlere ve sanatkârlara büyük destek vermiştir.

Süleyman Şah’ın ani ölümünün ardından, güçlü kumandanları, oğlu III. Izzeddin Kılıç Arslan’ı hükümdar ilan ettiler. Çocuk yaşta olan III. Kılıç Arslan, sekiz ay sonra tahtı amcası I. Giyaseddin Keyhüsrev’e terk etmek zorunda kaldı (1205).

Bir yanıt yazın 0

Your email address will not be published. Required fields are marked *