Süleymanşah Devrinde Bizans İlişkileri
Bizans’taki İsyanlar ve Kutalmışoğulları’nın Yükselişi
Sultan Alp Arslan döneminde Bizans’a sığınan Erbasgan, 1078’de kendisini Anadolu’da imparator ilan eden Botaniates ile iş birliği yaparak İstanbul üzerine yürüdü. Bu sırada Bizans halkı mevcut hükümdar Mihail Dukas’a olan hoşnutsuzlukları nedeniyle isyan ederek Botaniates’i destekledi ve onu 25 Mart 1078’de imparator ilan etti. Kutalmışoğulları, önce Botaniates’i destekledi ve hatta Bizans ordusunda görev aldı. Ancak bu dönemde Kutalmışoğulları’nın Bizans’tan uzaklaşarak Anadolu’da bağımsız bir güç haline gelme süreci hızlandı.
Kutalmışoğulları ve Sultan Melikşah’ın Müdahalesi
Kutalmışoğulları’nın Anadolu’daki fetih hareketleri ve gücünü artırması, Sultan Melikşah’ın dikkatini çekti. Merkezi otoriteyi sağlamayı hedefleyen Sultan, Kutalmışoğulları’nın faaliyetlerini bir tehdit olarak gördü. Bu amaçla Emir Porsuk’u Anadolu’ya gönderdi. Porsuk’un seferi sırasında Mansur öldürülse de Süleyman Şah, Bizans’ın desteğiyle gücünü korumayı başardı. Sultan Melikşah, Kutalmışoğulları’nın bağımsızlık eğilimlerini engellemek için çeşitli hamlelerde bulunsa da Süleyman Şah, Anadolu’da hâkimiyetini genişletti.
Bizans ile İş Birliği ve Batı Anadolu’daki Fetihler
Süleyman Şah, Bizans tahtındaki karışıklıklardan yararlanarak Batı Anadolu’da güçlü bir varlık oluşturdu. 1081’de Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos ile bir anlaşma yaparak İzmit Körfezi’ni sınır kabul etti. Bu anlaşma, Selçukluların Anadolu’daki hâkimiyetini pekiştirdi ve Süleyman Şah’ın Bizans ile dengeli bir ilişki sürdürmesine olanak sağladı. Türkler, bu dönemde Karadeniz, Marmara ve Akdeniz’e kadar geniş bir alanda fetihlerde bulundular. Bizans halkı, Selçuklu yönetimini Bizans’taki baskıcı rejime tercih ederek Türk yönetimine destek verdi.
Güneydoğu Anadolu ve Kilikya Fetihleri
Süleyman Şah, Batı Anadolu’daki sınırlarını güvence altına aldıktan sonra gözünü Güneydoğu Anadolu’ya çevirdi. Kilikya bölgesindeki şehirleri hedef alan Süleyman Şah, 1083 yılında Tarsus’u fethetti. Ardından Adana, Misis (Mamistra) ve Anazarba gibi önemli merkezler Selçuklu topraklarına katıldı. Bu fetihler, Anadolu’nun güneyinde Türk hâkimiyetini güçlendirdi.
Antakya ve Philaretos’un Nüfuzu
Bu dönemde Antakya ve çevresinde Ermeni lider Philaretos, Bizans’ın zayıflığından faydalanarak geniş bir bölgeyi kontrol ediyordu. Philaretos, Bizans’a bağlı görünmekle birlikte Selçuklu Sultanı Melikşah ve Halep hâkimi Müslim ile de ilişkiler kurarak kendi bağımsızlığını korumaya çalıştı. Ancak Süleyman Şah, Kilikya’nın fethi sonrasında Antakya’yı hedef alarak bölgedeki Selçuklu etkisini artırdı.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu ve Süleyman Şah’ın Mirası
Süleyman Şah, 1070’lerin sonlarından itibaren Anadolu’da Selçuklu varlığını kurumsallaştırdı ve 1080’de İznik’i başkent yaparak Anadolu Selçuklu Devleti’nin temelini attı. Bu devlet, yalnızca Türklerin değil, Bizans’ın kötü yönetimi nedeniyle rahatsız olan yerel halkın da desteğini kazandı. Süleyman Şah, Anadolu’ya gelen Türkmenlerin yerleşimini teşvik etti ve toprak düzenlemeleriyle halk arasında huzur ve refahı sağladı.
Süleyman Şah’ın liderliği, Türklerin Anadolu’da kalıcı bir güç olmasını sağladı. Onun döneminde Anadolu’nun her tarafında “Türk damgası” vurulmuş ve Anadolu Selçuklu Devleti, sağlam temeller üzerine inşa edilmiştir.